Beypazarı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesine konu olmuş, farklı kültürlere yıllarca ev sahipliği yapmış bir yer. Çok eski medeniyetleri barındırmış Ankara’ya bağlı bir ilçe. Ankara’ya 100 km İstanbul’a 320 km uzaklıkta. Özellikle Ankara’dan yola çıkanlar bir gün de Beypazarı’nın tüm güzelliklerini yaşayabilirler.
Sabah erkenden yola çıkan biri güzel bir köy kahvaltısı ile Beypazarı’nda sabaha başlayabilir. Osmanlı mutfağından birçok esintiyi yaşatan Beypazarı kadınları size havuç suyu eşliğinde harika bir Anadolu kahvaltısı sunar. (köy yumurtası, tereyağı, köy peyniri, gözleme vb.) Bu güzel kahvaltıdan sonra ilk işiniz Hıdırlık Tepesine çıkıp Beypazarı’nı kuşbakışı bir izlemek olmalı. Yanında termosunu eksik etmeyen gezicilerden iseniz bu seyri çay eşliğinde yapmak muhteşem bir zevk olacaktır. Bu tepeden inerken ara mahalleleri tercih ederek inerseniz Beypazarı küçük kasaba kültürünü iliklerinize kadar hissetmiş olursunuz. Öğle yemeğine kadar bol bol gezip sabah kahvaltısını eritmelisiniz ki Beypazarı güvecinin, meşhur 80 katlı baklavanın hakkını verebilin.
Beypazarı’nın tarihi konakları meşhur. Bu konaklar yöresel kültürleri yansıtıyor. Özellikle Hafız Mehmet Nurettin Karaoğuz tarafından bağışlanan 150 yıllık konak Beypazarı Tarih ve Kültür Merkezi olarak kullanılıyor. Aynı şekilde Beypazarı Kent Tarihi Müzesi, Halk evi Beypazarı’nda yaşanmış tüm kültürlerin sergilendiği müzeler. Bu müzeleri gezip görmek tarih severler için harika bir keyif olacaktır.
Bu kentin el sanatları da yemekleri ve konakları kadar meşhur. Telkari denen el sanatı çok meşhur. Gümüşü büyük bir ustalıkla işleyen yerli ustalar ortaya bakmaya kıyamayacağınız takılar çıkarıyorlar. Ustalar sadece gümüşü değil bakırı, demiri, deriyi ve ipeği de aynı özenle işliyor. Bu sanatsal ürünler turistlerin oldukça ilgisini çekiyor. İpeğin ustaca işlendiği alanlardan biride dokumacılık. Bu ustaların elinden yeni gelinler için şahane çeyizler yapılıyor. Çeyiz adına ne ararsanız bulabilirsiniz. Danteller, bindallılar, yorganlar, örtüler vb. Gümüşte oldukları kadar teşbih sanatında da çok başarılılar. En nadide taşlarla yapılmış teşbihler oldukça fazla ilgi görüyor.
Bu kadar gezmeden sonra yeniden açıktık. En meşhur iki mekândan birini tercih edebilirsiniz. Taş Mektep veya Hacı Bostan Konağı et sevenler için harika bir deneme olacak. Meşhur güveci ile yayık ayranını,arkasından 80 katlı baklavasını yiyenler anlata anlata bitiremiyor. Bu leziz yemeğin üzerine Osmanlı fincanlarında içeceğiniz kahvenin 40 yıl hatırı kalacak Beypazarı ile aranızda değişik bir bağ kurulacaktır. Bu ziyafetten sonra taşıtlara kapalı sadece yayaların yürüdüğü sokakta yediklerinizi biraz sindirebilirsiniz. Böylelikle evinize dönerken Beypazarı’na özel kurusunu, eriştesini, tarhanasını, cevizli sucuğunu alabilirsiniz. Böylelikle evinize döndükten bir müddet sonra hala Beypazarı anılarını taze kalmış olur.
Ankara’dan ulaşım: Ankara Eski Garaj ve Migros önünden yarım saatte bir dolmuş kalkmakta. Kendi arabası ile gitmek isteyenler, İstanbul yolundan devam edip Sincan-Yenikent yol ayrımından dönüp Yenikent istikametinden Ayaş-Beypazarı yoluna sapacak.
Leave a Reply