Muğla’nın Marmaris İlçesine bağlı eski antik adıyla Hydas günümüzdeki adıyla Selimiye köyünü yazıyorum bu kez de. Hatta yazmakla kalmıyor tekrar tekrar yaşıyorum. Bu güzel köy The Times gazetesin’ de Türkiye’nin gizli cennetlerinden birisi olarak gösterildi. Çok değil 10 yıl öncesinde Balıkçılıkla ve tarımla geçinen köy halkı artık turizmin gözde mekanı haline geldi. Turistler bu keşfedilmemiş köye oldukça ilgi gösteriyor. Ama Selimiye dokunulmazlığından ödün vermeyip sakinliğini muhafaza etmeye devam ediyor. 1997’ de ilgili bakanlık tarafından doğal sit olarak adlandırılmıştır.Köy halkı genelde Bulgar kökenlidir. Aynı zamanda Türkiye’ nin önde gelen yat limanlarından biri olan Sığliman Koyu da Selimiye’ de yer almaktadır.
Selimiye köyüne nasıl gidilir?
Marmaris’ e 35 km uzaklıkta olan bu köye Pamukkale yazıhanesi’ nin yanından kalkan otobüs ve minibüslerle, veya teknelerle gelinebilir.
Selimiye’ ye ulaştığınızda samimi ara sokaklar sizi Selimiye ‘ nin içine çağırıyor ve hayır demek zorlanıyor. Dar sokaklarından geçerken sakinliği ve huzuru hissedebiliyorsunuz. Bu şirin köye adım attıktan sonra öncelikle etrafı bir turlamanızı öneririz. Önceden karayoluna kapalı olmasından dolayı yalnızca balıkçılık yaparak geçinen köy artık turizmin gözdesi olduğundan restaurantlar, cafeler, oteller artmıştır. Otel kapasiteleri bir hayli düşük olduğundan dolayı yaz aylarında yer bulabilmeniz zorlaşır. Eğer Bu eşsiz Köye tatile gideceksiniz önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda olduğunu düşünüyorum. Oteli yalnızca yatmak için kullanacağınızdan eminim. Çünkü bu köye adım atar atmaz dinlenmeyi, odaya kapalı kalmayı hiç istemeyecek, bu köyün görülmemiş güzelliklerini çıplak gözle görmek isteyeceksiniz.
Selimiye Köyü’ ne gidip de ünlü denizine girmeden gelmek olur mu? Masmavi tertemiz sularına bırakmış bulacaksınız kendinizi, pırıl pırıl suyun verdiği huzur ve dağların arasında yüzme keyfi sizi epey motive edeceğine inanıyorum. Selimiye ‘ de plaj ararsanız eğer Sığ limanına gidin çünkü orada plaj yok ancak bunun eksiklik olmadığını görecek ve “plaja ne gerek Selimiye’nin denizi yeter diyeceksiniz”. Denizden çıkın ve biraz Karadut kahve’ de zaman geçirin aynı zamanda kahve sahibinin kuşları da kahve kadar ilgi görüyor. Kuş seviyorsanız ondan rica etmeniz yeterli . Daha sonra dağlara doğru çıkın yeşilliklerin içinde kaybolun ve doyasıya nefes alın şehre döndüğünüzde bu havayı bulamayacaksınız. Daha da tepeye çıktığınızda antik kalıntılar göreceksiniz, Ünlü manastır, gözetleme kulesi, kale ve sur kalıntıları hem tatil hem tarih sevenler için eşsiz bir yer. Kalıntıların her bir noktasına değdiğinizde tarihi içinizde hissedeceksiniz. Aynı zamanda uğuldayan rüzgarda size eşlik edecektir. Dağ tepe gezdiniz ve yoruldunuz diye düşünüyorum hemen inin sahile ve bir restauranta oturun hemen deniz ürünleriyle donatın masayı yanında egeye özel mezelerle süsletin ve karnınız doyasıya kadar afiyetle yiyin. Birde son lokmayı benim için atarsanız mideye şahane olur J Bu güzel köy de bir de konaklamak lazım değil mi? Benim size önerim samimi sahipleriyle dikkat çeken mavideniz oteldir. Her yer yemyeşil bu otelde. Yeşilliklerin arasından geçin ve yemek yemeye gidin deniz mahsullerinin mükemmel piştiği yerlerden birisi de bu otel, yanına bir de odun ateşinde pişen ekmeği söylediniz mi yemelere doyulmaz. Ertesi gün temiz havadan dolayı uykunuzu almış olacaksınız. Neşe Cerinin yerine uğrayıp sıcacık poğaçaları ve börekleri afiyetle yiyin daha sonra karşı köyleri de bir gezin derim Çiftlik , Bayır, Turgut köylerine de bir bakın bence daha sonra sahil restaurantlarından bir başkasına uğrayın çünkü hepsi farklı güzellikler taşıyor. Yiyebildiğiniz kadar yiyin gezin ve görün derim hatta dilerseniz yerleşin burada insanlar 90 lı yaşlarına kadar yaşıyor.
Uyarmadı demeyin sit alanı olduğundan yeni bina yapımı yasaktır bu yüzden işiniz biraz zor olabilir. İyi tatiller
Leave a Reply