Gezi ve Tatil Yerleri

Akdeniz, Ege, Fethiye, Türkiye'de Gezilecek Yerler

Xanthos Bu Şehir Sizi Büyüleyecek

Unesco Dünya Mirası listesine alınan sayılı yerlerden biri olan ve mutlaka, gidilip görülmesi gereken, çok özel bir yer burası. Neresi mi? Xanthos Antik Kenti. Bu yazımda Xanthos Antik Kenti ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz.

Xanthos; Fethiye-Kaş karayolu üzerinde, Fethiye’ye 46 km. uzaklıktaki Kınık Köyü sınırları içerisinde yer alır. Şehir bugünkü Esen Çayı’nın kenarındaki ovaya bakan iki tepe üzerindedir. Ana yola çok yakın olduğu için, aracınızla tatile giderken ya da tatil dönüşü uğrayıp, bu büyülü atmosferi solumanızı tavsiye ederim.Likya’nın en büyük şehirlerinden olan Xanthos, günümüze kadar ulaşmayı başaran nadide beldelerimizden birisidir. Gidip görüp de etkilenmemek mümkün değil. Xanthos; lahit mezarları, amfi tiyatrosu, mozaikleri ile gerçekten büyüleyici bir atmosfere sahip. Müze Kartınız var ise ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz, yoksa 5 TL kadar bir giriş ücreti ödemeniz gerekiyor.

Xanthos gezinize sabah saatlerinde başlamanızı öneririm zira güneş altında bunalmanızı istemem. Serin serin rahatça gezersiniz. Geziniz ortalama 2 saat kadar sürecektir. Şapka, güneş gözlüğü ve fotoğraf makinenizi yanınıza almayı unutmayın.

Çok geniş bir alana yayılmış olan antik kentte Likya’dan, Roma’dan ve Bizans’tan birçok eser var. Küçük bir patikadan kentin tepesine doğru çıkarak, kaya mezarları, akropolü ve kaleyi görebilirsiniz. Kabartma Lahit taşların orijinali maalesefki Londra’da (British Museum’da). Ancak mozaikler ve amfi tiyatro orijinal.

Özgürlükleri için 2 kez topluca olarak intihar eden bir milletin vatani olan; Xanthos kenti, birçok önemli özelliklerinin yanında acılarla dolu kent olarak bilinir. Tarihçiler, bu kentin defalarca yerle bir olduğunu ve yandığını ancak küllerinden tekrar doğduğunu yazarlar.

xanthos_patara

Xanthos Antik Kenti Tarihi

Kent, Likya bölgesinin (Teke Yarımadası) idarî ve dinî merkeziydi. Tarihi M.Ö. VIII. yüzyıla kadar geri giden Xanthos, M.Ö. 545 yılındaki Pers istilasına kadar bağımsız bir şehir devletiydi.

Şehir, M.Ö. 545’de Pers kumandanı Harpagos tarafından kuşatılır. Bu kuşatmayakarşı direnmelerine rağmen baş edemeyen Xanthos halkı topluca intihar eder.Kadın ve çocuklarını öldürüp şehriyakarakbırakırlar. Bu toplu intihar esnasında şehirde bulunmayan 80 aile hayatta kalır veşehirlerini, yeni gelen göçmenlerle birlikte yeniden kurarlar.Ancak yüz yıl kadar sonra bir yangınla Xanthos yineharap olmuştur. Buna rağmen yeni baştan kurulan kent Atina ve batı dünyası ile kurduğu iyi ilişkiler nedeniyle önemli bir merkez olarak varlığını devam ettirdi.

xanthos_antik_kenti1

M.Ö. 429’da Atina’nın vergi istemesine karşı çıkan Xanthos halkı kentlerinin tamamen harap olmasına neden olacak bir savaşa sürüklendiler. M.Ö.333’de Büyük İskender’in bölgeye gelmesinden sonra büyük ölçüde Helenleşmişlerdi. Bu dönemi, İ.Ö. 309’daki Ptolemaioslarınegemenliği izlemiştir. Ardından, M.Ö. 197’de Suriye Kralı III. Antiochus’un eline geçen şehir parlak bir dönem yaşamıştır. M.Ö. II. yüzyılda Xanthos, Likya Birliği’nin başkentiydi. M.Ö. 167’de bağımsızlığına kavuşan Xanthos, M.Ö.42 yılında Romalılar tarafından işgal edilmiş. Kentin batısındaki Likya Akropolisi yıkılmış, kent halkı kılıçtan geçirilmiştir. Bundan bir yıl sonra, Roma İmparatoru MarkusAurelius kenti yeni baştan imar etmiştir. Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan Xanthos, bölgeye Arap akınlarının başlamasıyla M.S. VII. yüzyılda terk edilmiştir.

Pers ordusuXanthos Ovası’na indiğinde, Xanthoslular dövüştüler ama yenildiler, kentlerine geri atıldılar, kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurarak ateşe verip tekrardüşmana saldırdılar ama hepsi savaşarak öldüler. Bu ateşten sadece o sırada başka yerlerde bulunan Xanthoslular kurtuldu ve daha sonra şehirlerine dönerek, şehri tekrar kurdular. Şehir M.Ö. 475 – 450’de bu kez bir yangın felaketi yaşamış.

M.Ö. 429’da Atina vergi toplamaya kalkınca tüm Lykialılar birleşerek karşı koyarlar. Bu savaşta Melesandros ölür ve Atina ile olan ilişkiler böylece sona erer. XanthosM.Ö. 333’de İskender’in eline, ardından M.Ö. 309’da dePtolemaiosların eline geçer. Daha sonra da Suriye Kralı III. Antiokhos’un eline geçen Xanthos’u bu dönemde büyük bir gelişme yaşar.

Likya’nın Başkenti Xanthos

M.Ö. II. yüzyılda Xanthos Lykia Birliği’nin başşehridir. Bir dönem Rodos yönetimine verilen Xanthos, Rodosluların yönetimine karşı gelerek özgürlüğüne kavuşmuştur. Tarihi boyunca büyük kuşatma ve felaketlere maruz kalanXanthos’u Roma döneminde M.Ö. 42 yılında da Brütüs işgal ederek Lykia akropolünü yerle bir eder veXanthosluları kılıçtan geçirir. XanthoslularBrütüs’a teslim olmamaktansa yine topluca intihar ederler. Hemen bir yıl sonra ise MarcusAntoninus, şehri yeniden imar eder. Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olan Xanthos, Arap akınları başlayınca terk edilmiştir.

Xanthos Antik Kentindeki Kalıntılar

Xanthos antik kentindeki ilk araştırmalar 1838’de İngiliz Charles Fellows tarafından yapılmıştır ve ne yazık ki görkemli mezar anıtları, Nereidler Anıtı, Harpyler Anıtı, Payava Lahdi, Aslanlı Mezar İngiltere’deki British Museum’a kaçırılmıştır.

Bölgede 1950’den beri Fransız arkeologlar tarafından kazılar yapılmıştır.En ilginç yapıları Roma Tiyatrosu ve bu tiyatronun batı kıyısındaki yapılardır. Bu yapıların en kuzeyindeki “HarpyMonument” tek parça kaya üzerindeki bir aile mezarıdır. İlginç kabartmaları olan bu mezarın orijinali Londra British Museum’dadır. Orijinal yerindeki ise aslına uygun bir taklittir. Bu yapının yanında ise M.Ö. VI. ve I. yüzyıllardan kalma iki ilginç Likya mezarı vardır.
Kentin ilk kapısı Helenistik Döneme aittir. Bu kapı, batı kesimdeki Akropolise açılmakta. Güneydeki ana kapı ise Roma İmparatoru Vespasianus tarafından yaptırılmıştır. Günümüze kadar yalnız bir kısmı ulaşabilen ünlü Nereidler Anıtı ise ana kapının kuzeydoğusunda yer almaktadır. Pers sanatının etkisinin görüldüğü M.Ö. IV. yüzyılda yapılmış olan bu anıt, kalkerden yüksek çift kaidenin üzerindeki İon tapınaklarını anımsatacak mermerden bir mezar yapısı ile taçlanır. İon düzenindeki sütunlar arasında 12 Nereid heykeli vardır. Hükümdarın zaferlerini, avlarının kutlanmasını, kurban ve yemek sahneleri gibi konuları içeren kabartmaları ile birlikte üst bölümü British Museum’da bulunan anıtın yalnız temelleri yerinde durmaktadır. Anıtın kuzeyinde ve doğusunda, Bizans döneminde değişikliğe uğramış iki Bazilika dikkati çeker. Doğuda, av ve savaş sahnelerinin yanı sıra, dansözlerin betimlendiği kabartmalarla süslü İ.Ö.IV. yüzyıl ortalarına ait bir Lâhit vardır.Güneyde, kentin Helenistik döneme ait surlarının kalıntıları görülür. Kuzeybatıda, Akropolisin dışında doğuda, M.Ö. IV. yüzyıldan sur kalıntısı bulunur. Kuzeybatıdaki çokgen surun kuzeyinde, 4,35 m. yüksekliğe kadar olan bölümü ayakta bulunan Likya Mezar Anıtı yer alır. Özgününde Akropoliste konumlandığı anlaşılan Mezar yapısının, Tiyatro inşa edilirken bugünkü yerine taşındığı belirtilir.

Ünlü Harpiler Anıtı ise 8,87 m., yekpare kaidesi 5,43 m. yüksekliğindedir. Nereidler Anıtı gibi, Pers sanatının etkilerini yansıtan anıtın mezar odası olan gövdesi, çocuklarının ve ailesinin diğer üyelerinin kurbanlarını kabul eden hükümdar ve eşini betimleyen mermer kabartmalarla süslüydü. British Museum’a götürülen orijinal parçaların yerine 1957 yılında alçı mulajları yapılmıştır. Ayrıca, ölülerin ruhlarını simgeleyen kadın figürlerini taşıyan sirenler de tasvir edilmiştir. Kabartmaların üslubuna göre, Mezar Anıtı M.Ö. 480-470’lere yerleştirilmektedir. Kuzeyindeki kare plânlı Agora, Romalılar zamanında, M.S. II.-III. yüzyıllarda yapılmış olmalıdır. Sütunlu dört holü ile kapıları görülebilmektedir.Kentin kuzeydoğusunda, surların yakınındaki Aslanlı Mezarın kaidesi yerde durmakta, M.Ö. 550-540’lara tarihlenen kabartmalarıyla mezar odası British Museum’da yer almaktadır. Bu eser, Xanthos’taki bilinen en erken tarihli mezar yapısıdır. Aslında Aslanlı Mezarın kuzeybatısında, Roma Akropolisinde kaidesi görülen ve İ.Ö.IV. yüzyıla yerleştirilen Payava Mezar Anıtı da British Museum’da bulunmaktadır. Yine Roma Akropolis’inde konumlanmış Kule Mezar M.Ö. IV. yüzyıla aittir.

Boğaya saldıran aslanların betimlendiği Lâhit ise, M.Ö. V. yüzyıl ortalarındandır. Surlarla kuşatılmış Akropolisin içinde, kuzeydoğuda ise Bizans Kilisesi yer alır. Batı kesiminde, yalnız kaidesi günümüze gelebilmiş Artemis Tapınağı, doğusunda Bizans Sarnıcı ile bir ev kalıntısı görülür. Kentin güneydoğu köşesinde de, doğrudan sert toprağa oturan ve birkaç odadan oluşmuş evler dikkati çeker.

Leave a Reply