Çoğu zaman şehrin keşmekeşinden kaçıp soluğu bir yerlerde almak isteriz. Seçtiğimiz yerin, insan ruhuna hitap edip aynı zamanda terapi özelliği de taşıması gerekiyor. Bu sayede kendinizi huzur ve mutluluğun ortasında bulabilirsiniz.
Seyahat etmeye karar verdiğimizde yoğun bir araştırma trafiğine giriyoruz. Çoğu zaman ise olumlu ve olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Memnun kalmanız adına sizin için şirin mi şirin bir köy olan Seddülbahir Köyü‘nü seçtik.
Seddülbahir, tarihiyle, doğal kalmış güzelliğiyle ve aynı zamanda sükûnetiyle her yaşın eğlenebileceği, dinlenebileceği, tarihin kokusunu duyabileceği Çanakkale ilinin Eceabat ilçesine bağlı bir köy. Anadolu ve Avrupa medeniyetlerinin geçiş alanı olan, boğazlara bir geçiş kapısı niteliği taşıyan ve toprağında nice kanlar barındıran Seddülbahir köyü maneviyatın odak noktasıdır. Savaş merkezi olan bu bölgede yaşayanlar çok sıcakkanlı, yardımsever ve misafirperverler. Seddülbahir halkı geçimini balıkçılık, turizm, tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Bu şirin köy aynı zamanda buram buram tarih kokar. İlk şehitler anıtı, İngiliz anıtı. Seddülbahir kalesi, Yahya çavuş anıtı gibi tarih sahnesinde yerini almış, birçok savaşın birebir yapıldığı bu topraklarda her karışını sıkılmadan ve yorulmadan gezebilirsiniz. Biraz da denize mi girelim dediniz? Burası denize girmek için,güneşlenmek için,dalga seslerini ve kuş seslerini aynı anda duyabilmeniz için, köyün her kıyısı sizlere eşsiz bir plaj imkanı sağlamaktadır. Bu plajların insanı boğan kalabalıktan arındırılmış oluşu ailenizle rahatça denize girebileceğiniz bir ortam yaratmaktadır. Aynı zamanda dalış yapmaya ve balık tutmaya oldukça elverişli bir ortamla karşı karşıya kalacaksınız. Bu güzelliklerin yanında ihtiyaç duyduğunuz konaklamaya da çok rahat ulaşabileceğiniz bu köyde, çok seçeneğiniz olacak. 15 e yakın pansiyon, sizi, evinizde hissettirmek için her türlü konforu ve imkânı sunuyor. Mavinin ve yeşilin eşlik ettiği ortamda kahvaltınızı afiyetle yapabilirsiniz. Bu sükûnetin içinde içeceğiniz kahvenizin tadı da damaklarınızdan silinmeyecek nitelikte olacak. Burada yapacağınız yürüyüşler, dinlenmenize, rahatlamanıza ve aynı zamanda kalıntılarla tarihi, topraklardan çıkarmanıza yardımcı olacak. Bir mermi kovanı, bir at nalı, bir şişe parçası, bir çömlek parçası veya bir askere ait düğme bulabileceğiniz tarih kokan topraklarda zamanınızı en güzel şekilde geçirmenizi sağlayacak.
Yazın yanı sıra kışında burada huzur bulmak çok mümkün. Denizin hırçınlığına şahit olacağınız bu yerde, duyacağınız, kayaya vuran dalga sesleri sizi ayrı bir duygunun içine sürükleyecektir. Bu soğuk havada içeceğiniz sıcacık bir çay hem içinizi ısıtıp hemde sizi bu sıcak ortama bağlayacaktır. Zaten bu köyün havasını bir kere teneffüs ettiğinizde ister yaz olsun ister kış, sizde, sıkıldıkça buraya kaçma isteği uyandıracaktır. Özellikle bu sene, Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yılı kutlamalarına ev sahipliği yapacağı için tatilin yanında tarihinde tadına doyasıya varabileceksiniz. Eğer 18 Martta orada olursanız, Yahya Çavuş anıtını gezerken, sevdiklerinize küçük hediyeler alabilme imkânını da bulabilirsiniz. Köyün hanımları orada açtıkları tezgâhlarla sizlere hizmet veriyor olacaklar. Hakiki zeytinyağından tutun da sofralarınızda büyük bir afiyetle yiyebileceğiniz ev yapımı organik zeytinleri de sizlerin beğenisine sunuyorlar.
Her şeyiyle bir tatil arayışında olursanız, seçmeniz gereken sayılı yerlerden birisi de burası olmalıdır. Çünkü gezinin yanı sıra, denizin, doğanın ve buram buram kokan tarihin fazlasıyla tadına bakmış olacaksınız. Tarihe sahne olan bu alanda her dakikanızı hem eğlenerek hem dinlenerek hemde öğrenerek geçirmek için güzel bir fırsat. Buradan döndükten sonra anlatacak çok şeyiniz olacak.
Leave a Reply